1 Aralık 2014 Pazartesi

Blind


Yakın zamanda görme yetisini kaybeden Ingrid'in kendisini daha güvenli hissettiği evine kapatmasıyla beraber çevresiyle kurduğu ilişki üzerinden yürütüyor anlatısını Blind. Fakat doğrudan, gerçek anlamıyla görme engelli bir karakter üzerine denilemez film için, çünkü körlüğü zorlu bir insanlık hali olarak gerçeğin yanından geçemeyecek olsa da deneyim ettirmek için tüm imkanlarını kullanırken film, ona paralel, hatta daha yüksek desibele ulaşacak vurguya sahip biçimde körlüğü bir ruh hali zamiri olarak kullanıyor. Bunu kotarışındaki estetik beceriklilik de alımlayıcıya çok katmanlı bir hareket alanı sunabiliyor.

Hayranlık duyduğum sinemacılardan Paul Schrader, öncelikle anlatacak bir derdiniz varsa buna bir metafor bulmak gerektiğini söyler Taxi Driver'da kullandığı taksi şoförlüğünü örnek göstererek. Buradan hareketle düşününce Ingrid'in duyusal engeli aslında yaşama onun kadar doğrudan etkisi olmayan bir duyusal rahatsızlığa işaret ediyor gibi durmakta. Özellikle zaman zaman estetize edilişiyle ilgi çekici olabilse de yer yer istismara kaçmak üzereymiş gibi gözüken tenselliği filmin kullanışı, bu duyusal rahatsızlığın açıktan ifadesi gibi anlam kazanıyor benim için. Bir alımlayıcı olarak kendi yorumumu filme olağan bir şekilde yüklemenin ötesinde finale doğru hikaye bağlanırken Elin'in kızıyla beraber doğrudan ekrana el sallayışı yorumun filmi çok da kazmadığının göstergesi esasında. Hikayede Einar karakterinin pür varlığı dahi, Morten'e ithafen söylenenlerle birleşince Ingrid'in duyusal durumuna, duyusal engelinden çok daha fazla vurgu yapıyor; yani filmin mevsimi gayet belirgin, yalnızca arada hava durumuna bakmak gerekiyor.    

Blind'ın hikayesinden ve cümleleri için üzerine oynadığı tahayyülden önce onu işleyiş tarzı filme daha fazla değer katıyor. Zira bir filmi film yapan tüm departmanlarda alınmış doğru yaratıcı kararlar kadar onların bütünlüğü, Blind'ın final jeneriği akarken seyircisine az önce izlediği sekanslara o özel anlamları yükletmeye devam ettiriyor. Temaya uygun biçimde yakalanmış görsellik, duyusal farklılıkları ön plana çıkartan ses kullanımı ve doğal ışık kullanımı ile beraber sahnenin cümlesini iyi vurgulayan tarzı ve parçalanarak bütünlük kazanmış kurgusuyla beraber takdiri hak ediyor.   

Blind, orada olamamanın filmi, ve bunun döngüsel biçimde yine, yeni, yeniden, filmlerle, veya tüm hikayelerle cümlelere döndürülmesi, demek gerçekten orada olamıyoruz diye düşündürtüyor. Ve Blind gibi güftesi olsa insana dokunuşunu kaybedeceği hissini veren bir melodi nadir gözüken sıradan güzelliklerden biri olarak beliriyor.

kuzeyin sineması da;
sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,  

0 tepki:

Yorum Gönder


 
Sayfa Üst Görseli Marek Okon'un TOWERS OF GURBANIA isimli illüstrasyonudur.

Sinemaskot © 2008. Müşkülpesent # Umut Mert Gürses