Upstream Color, plotu bir çırpıda özetlenmesi pek mümkün olmayan bir film. Yönetmen Shane Carruth'un, aynı zamanda senaryosunu yazdığı, oynadığı, görüntü yönetmeni olduğu, dağıtımını üstlendiği, müziklerini yaptığı ve son olarak kurgucusu olduğu Upstream Color, yönetmenin fazla zorlama olduğunu düşündüğüm önceki filmi Primer'a kıyasla çok daha fazla anlam ifade ediyor. Fakat özellikle aşırı bir müphemlikle yoğrulmuş film; bir yandan, ne kadar farklı filmler olursa olsun üzerlerine konuşurken birbirine az çok yakınsayan tarzda cümleler kuran kendimi utandırıp filme yaklaştırırken diğer yandan da ne kadar iyi gitar çaldığını göstermek için enstürmanı boynunun arkasında tersten çalan gitaristi veya bir kulağını değil öbür eliyle kafasının tepesinden, yere yüzüstü uzanıp geriye doğru esneyerek bir taraf ayağıyla öbür taraf kulağını tutan jimnastikçiyi hatırlatmasıyla beni itiyor. Yani belli ölçüde belirsizlikle kurulan bir anlatı her sanat formunda izleyici/okuyucu/dinleyiciyi ayakta tutarak esere ikinci elden de olsa katkıda bulunmasını sağlar bence, fakat belli bir noktadan sonrası bende itici ve uyuşturucu etki yapıyor.
Shane Carruth birçok farklı röportajında filme dair kendi düşüncelerini açıklıkla dile getiriyor. Çok farklı bağlamlarda değerlendirilebilecek hikayesi için izlerken akla ilk gelen kimliğe dair soruların gerçekten kendisinin de anlatıdaki odağı olduğunu Slate'in özel soru-cevap katılımları derlemesi ve io9'nın yaptığı söyleşide biraz ısrarcılıkla karşılaşması durumunda söylediklerinden öğrenebiliyoruz; fakat tabii hem her zamanki kişisel yaklaşımla söyleyebileceğim gibi ve Carruth'un da özel olarak/ısrarla belirtmesiyle hikaye her izleyicinin tekil yorumuna açık. İşin garip tarafı anlatı gerçekten çeşitli yorumların şeklini alıp insanı şaşırtabiliyor. Mesela takıntılı bir marksist pek zorlanmadan filmin tamamen bir kapitalizm eleştirisi olduğunu iddia edebilir.

son cümleyle uzatmadan bitireceğim diye uğraşırken beynimin patladığı ve filmin başlangıcındaki kurtlu bölümlerde elma yiyor olduğum için zor anlar yaşadığım dedikoduları asılsızdır,
sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,
0 tepki:
Yorum Gönder