1998'de Er Ryan'ı kurtardıktan sonra şimdi Mr. Banks'i kurtarmaya yola çıkan Tom Hanks, sırf postere ismi yazılacağı için veya karakterin tarihi yerinden dolayı Walt Disney rolünde diye tahmin ediyorum. Zira kendisinin varla yoku bir rolde olduğu film, Disney'in 1964 tarihli Mary Poppins filminin uyarlandığı kitapların yazarı P.L. Travers'ın, filmin yapım sürecine gelip giden çocukluk anılarıyla beraber dahil oluşunu konu ediniyor. Travers'ın çocukluk flashbackleri filmin şimdiki zamanına ortalama bir noktada doğrudan bağlanıyor olsa da hali hazırda hayli problemli olan senaryoyu daha da dibe çekiyor. Colin Farrell'ın sinematik etkileyiciliğine ve Travers'ın çocukluğunu oynayan Annie Rose Buckley'in tatmin edici performansına, hatta gelip giden anılar göz önüne alındığında görece başarılı sayılabilecek biçimde yaratılmış mekân atmosferine rağmen hikayedeki gerekli ikiliğin çok lüzumsuz bir temelde ve şekilde kurulması sebebiyle şimdiki zamana hikayeye katkı anlamında eşlik edemiyor. Yani Travers'ın karakterini şimdiki zamanda verip çocukluğa dönüşlerle o karakteri temellendirmek ve bunun yanı sıra eserlerin yaratım süreçlerine dair Walt Disney'in bir iki satırlık repliğiyle de bunu bir eserin yaratım süreci olarak alınmasını sağlamak istemek, filmin odağı düşünülünce mantıklı bir fikir gibi duruyor; fakat ne var ki o fikir işlemiyor. Aynı zamanda şimdiki zaman gayet tempolu bir şekilde giderken geçmiş zamanın ona oranla yavaşlaması filmde bir tempo problemine de yol açıyor ki öylesine bir seyirlik için bence önemli bir problem bu.
Tüm film Travers çevresinde döndüğü için oturaklı bir karaktermiş gibi yansısa da aslında gayet iki boyutlu bir tip çizilmiş. Fakat Travers yine iyi, çünkü filmdeki diğer karakterler tam anlamıyla karton. Hatta yapımcı ve casting sorumlusu da bunun farkında olacak ki onları seyircinin aşina olduğu isimlerle doldurup yırtmaya kalkmışlar. The Office sayesinde ünlenmiş B.J. Novak ve şahsen benim The West Wing'le tanıdığım Bradley Whitford'a her yerden tanınabilecek beceriksiz ama özdeşleşilecek özel dedektif ve Wes Anderson yoldaşı Jason Schwartzman eklenmiş. Tabi bir de Paul Giamatti var ama tahmin edileceği üzere kendisi kötü yazılmış bir karton karakteri dahi oynasa o Giamatti'dir.
Saving Mr. Banks için açıkçası söyleyebileceğim tek şey "işte böyle de bir film var." olabilir, yani form olarak bir film sonuçta. Hani plotu nedeniyle "insider" diye nitelendirilebilecek filmler dünyasına dair bir film gibi düşünülebilir, kendisinin öyle bir isteği de olabilir ama film yalnızca süründürülen bir hikaye. Düşünün işte, Walt Disney zamanında P.L. Travers'in hikayesini kendince filme uyarlamış, üzerinden geçmiş yaklaşık 50 yıl şimdi ondan kalan Disney o filmin hiç de parlak olmayan yapım sürecine dair böyle bir film çekmiş; artık Disney olarak dişlerini mi göstermek istemişler yoksa onlar da mı ne yaptıklarını bilmiyormuş, ayrıca konuşulacak bir şey sanırım. P.L. Travers'ın hikayesi de sürüne sürtüne iyice bir ufalmış ve Saving Mr. Banks ile birlikte rendelerken o en son elde kalan havuç haline bürünmüş, o sona kalan havuç parçasıyla ne yapılacağı nasıl bilinemeyebiliyorsa film de ana hikayenin Disney'in elinde aynen öyle kalmış hali.
sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,
14 Ocak 2014 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 tepki:
Yorum Gönder