Kemerlerinizi Bağlayın
Kemerlerinizi Bağlayın diye seyirciyi uyarırcasına filmini isimlendirirken Ferzan Özpetek, aslında plotundan da belli olduğu üzere çok da çekici olmayan bir hikayeyi kurgu marifetiyle çekici hale getirmeye çalıştığının farkındaydı da baş dönmesinin doğal sonuçlarını engellemek istedi sanırım. Kendisinin alametifarikası olan rüyamsı sekanslar ve zaman örtüşmece-geçişmeceleri gibi dokunuşlar her zamanki gibi filmde görülse de zaman içerisinde büyüsünü kaybetmiş gibi duruyor Özpetek'in sineması, çünkü o keyif verici ufak dokunuşlarının etrafında öbeklenmiş klişelerle dolu ve sündürülmüş olmasıyla bunaltıcı hale gelmiş bir hikaye duruyor. Allacciate le cinture bu sebeplerle tam bir televizyon dizisi havasına girmişken kurgu marifeti dememi sağlayan biçimde anlatı da eski-ama-yeni bölümle beraber filmin içeriği değişmiş algısı oluşuyor, oysa aynı klişelerle bezeli film yalnızca kulağını tersten tutuyor, ki bu genelde benim övgü olarak kullanabileceğim bir şeyken filmin o anına kadar anlatı öylesine imitasyon bir hal almış oluyor ki hayal kırıklığımın ifadesine dönüşen bir yergi oluyor Allacciate le cinture için. Sonuç olarak Özpetek ancak ufak dokunuşları hatrına izlenebilecek yine-yeni bir film çıkartıyor, fakat kendisinin bu son dönem filmleri yerine önceki güzelliklerini tekrar tekrar izlemek Özpetek sinemasını iyi hatırlamak adına benim için çok daha yerinde bir hareket olacak sanırım.
bir ankaralı olarak, şehrimin rezil ve umutsuz olduğu son gecede bir film notu düşüyor olduğumu umuyorum.
sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,
0 tepki:
Yorum Gönder