Dönem dönem hep iniş çıkışları yaşanmışsa da son yıllarda adeta sonu gelmeyecekmiş gibi aralarında boğulduğumuz vampir ve zombi konulu işler içerisinde olgun olanlarına şahsen nadiren denk geldim. Bunda elbette temanın uzun süre ilgimi çekmemiş olmasının da payı var; yani demek istediğim gözlemlediğim genel yaklaşımın aksine sırf zombi ve vampir ögeleri sebebiyle bir filmi oturup izlemem, bunun ötesinde ve bundan bağımsız olarak ilgimi çeken bir şeyler olmalı benim için. Oysa çok iyi alegorilere temel hazırlayabilecek şeyler sunuyor iki tema da, fakat çoğunlukla bu yöndeki kullanım sınırlı kalıyor. İşte What We Do in the Shadows alışılmış vampir teması kullanımlarıyla hafif hafif dalga geçen mockumentary türünde bir Yeni Zelanda filmi.
Bir evi paylaşan üç vampirin *yaşamın olağan zorluklarıyla* mücadele edişlerini onların özel izniyle takip eden bir belgesel ekibi gözünden izliyoruz filmi. Her sahnede vampir temasına yönelik genel algıya ve bugüne kadar popüler kültürde mevzunun işlenişine ince ince dokundurarak eğlenceli bir seyir sunuyor What We Do in the Shadows. Yapımın bu iç gıcıklayıcı histeki fikrinin suyunu çıkarmak istemeyişi kendisini çok muhtemel bir bunaltıcılıktan kurtarmış. Fakat bir tarafa fazla kaymamak için çabalarken dengenin de çok tuttuğunu düşünmüyorum çünkü film sıkmasa bile kuru bir mizah sunuyor. Burada kurudan kastım soğuk bir mizah olması değil, o aksine benim için bir övgü nedeni olurdu; kastettiğim sahnelerin yer yer yağı tuzu eksik gibi tatsız gelmesi. Yani aşırı işlenmemiş, aşırı pişmemiş ama prodüksiyon tasarımının ötesinde de yeterince özen gösterilmemiş hissi veriyor yapım. Ama bu denge bozukluğu filmin tür içerisinde kalıcı yerini sağlamlaştırıp adeta referans filmine dönüşmesini engellemesi sebebiyle belirtmeye değer, yoksa olamadığı bir şeyi göstermenin dışında yapımın dönüp dönüp izlenilecek bir seyirlik olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Yönetmen ve senaristleri Jermaine Clement ile Taika Waititi çeşitli departmanlarda film sektörü içerisinde çalışmış olsalar da bu kendilerinin ilk uzun metrajı. Ve bir ilk film için gayet oturaklı bir anlatımları var, yalnızca bahsettiğim gibi yaratıcılıklarını daha fazla parlatabilirlermiş. Bunun haricindeyse zekice hazırlanmış sahneleriyle ince zevkli ve eğlenceli bir Yeni Zelandalı film What We Do in the Shadows.
sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygulara:;,
0 tepki:
Yorum Gönder