26 Ocak 2013 Cumartesi

Argo


Hollywood'un klişe "içeriyi yansıtış" ögelerinin en klişe eleştirilerinden birisi "felsefi bir yanlışlık yok, sadece bireysel kötülükler var demeye getiriyorlar"dır. Ben Affleck'in Argo'su bunu görece farklı bir şekilde ele almış: "yapılabilecek şeyler arasında yapılması gerekenler kategorisinde olanlar eğer kakofoniye neden olacak en kolayı kadar riskli olduğu için yapılamıyorsa, söz konusu hebelehübeleyse gerisi teferruattır diyecek insanlar var." Plotun filmi izledikten sonraki ifadesi budur benim için.

Filme dair hatırladığım ilk haberler George Clooney projeyle ilgilenirken yönetmenlikte beklenmedik bir takdir alan Ben Affleck'in uzun süre projenin peşinden koştuğu, ve sonra siyasetçi-olacak-çocuk-aktivistliğini oynamayı pek seven ikilinin projeyi evirip çevirdiği yönünde. Proje lafı da garibime gidiyor ama final jeneriğinden hemen önce ekrana yansıyan yazılardaki "hükümetler arası işbirliği" ifadeleri dahi ilk gösterimlerden sonra gelen eleştiriler üzerine eklenen bir filmden bahsediyoruz, dolayısıyla ortada her zaman bir plastik sunuş var. Peki o sunuş nasıl? Öncelikle bayıcı silahlı çatışmalara dayalı ortaya çıkan bir aksiyonu yok filmin, zaten mevcut konusunda da sırıtırdı ama bunun olmamasının ucuz aksiyonu önlemiyor olduğunu söyleyebilmek adına onu belirttim. Hikayenin nasıl sonlanacağını biliyor olmak elbette filmin de hikayenin de değerini düşürmemeli, ama Argo, malesef, kendisinden beklenen sürükleyiciliği sürüncemeye döndüren seyirliklerden birisi oluyor, ucuz aksiyon öbeği de tam orada yatıyor zaten. Tüm gediklerine rağmen bu seyirliğin keyifli olup olmaması da tabi seyircisine bağlı, mesela ilk anda bu cümlelerim sebebiyle olumsuz gözüken bakışıma rağmen Alan Arkin'in karakterinin TV'deki kötü haberler üzerine söylediği şu cümlesi filmi benim gözümde kurtarıyor: "John Wayne altı aydır yerin altında gömülü ve Amerika'ya kalana bak!"

O cümleyi benim bakış açım da özel bir yere koymuş olabilir, yazılış ve kullanılışındaki amacı bilemem elbette, fakat o cümlenin hiçbir şey değilse bile, filmin Hollywood'un siyaset ve manipülasyonlarla olan ilişkisini bir Hollywood filmi olarak yansıtışında önemli bir noktaya değindiği kesin. Bu yüzden de dağınık bir odayı aceleyle toplamaya çalışır gibi başlayıp sonrasında rayına oturan ve orada biraz sıkışan yüzeysel ama seyri eğlenceli olabilen filmi iyi yazılmış birkaç diyaloguyla anmakta bir sakınca yok bence.

sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,

0 tepki:

Yorum Gönder


 
Sayfa Üst Görseli Marek Okon'un TOWERS OF GURBANIA isimli illüstrasyonudur.

Sinemaskot © 2008. Müşkülpesent # Umut Mert Gürses