3 Ocak 2013 Perşembe

After Hours


Scorsese'nin henüz izlememiş olduğum filmlerinden biriydi After Hours, hatta diğer büyüleyici filmlerinin gölgesinde -biraz arka planda kalmış olduğunu da söylemek mümkün, dolayısıyla bazen hakkında Scorsese'nin gizli şaheseri -hidden gem- denildiği için biraz çekinmiştim.


Film Paul Hackett'in bir akşam Marcy'yle tanışmasının ardından gece boyu başına gelenleri anlatıyor, ancak bunu öyle bir biçimde yapıyor ki sürükleyici sözcüğü resmen filmle beraber somut bir esere dönüşüyor. O rahatsızlık verici gerilimiyle yer yer Hitchcock'un filmlerini anımsatan After Hours, final sekansından sonraysa beni iki uçlu bir sorunun içine bıraktı: gündelik hayatımız aslında sandığımızdan daha mı iyi, yoksa Paul'un başına gelenler gündelik sıradan hayatımızın bir tasviri mi?

-Sanat gerçekten çirkinmiş.
-Bu, sanattan ne kadar anladığını gösteriyor. Sanat ne kadar çirkinse o kadar değerlidir.
-O zaman bu bir servet etmeli dostum.
sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,

0 tepki:

Yorum Gönder


 
Sayfa Üst Görseli Marek Okon'un TOWERS OF GURBANIA isimli illüstrasyonudur.

Sinemaskot © 2008. Müşkülpesent # Umut Mert Gürses