21 Ekim 2013 Pazartesi

Don Jon

Son yılların en dikkate değer aktörlerinden Joseph Gordon-Levitt'in ilk senaristlik ve yönetmenlik deneyimi olan uzun metrajı Don Jon, hem bir bağımlılık hikayesi hem de bir modern toplum eleştirisi. En değer verdiği şeyler ailesi, arkadaşları, kilisesi, evi ve arabası olan porno bağımlısı New Jersey'li Jon'un, kendisinden daha farklı bir biçimde, chick-flick diye tabir edilen dandik-romantik-komedilerin bağımlısı Barbara'yla ilişkisi ve yaşamına odaklanıyoruz. Kafasında daha önce böyle bir fikir olduğunu fakat nasıl bir şey ortaya çıkaracağını Kanada'da 50/50'nin çekimleri sırasında Seth Rogen'in kendisine verdiği esrarın etkisiyle çözdüğünü söyleyen Gordon-Levitt, Don Jon'da sevimli bir dil tutturabilmeyi başarabilmiş. Özellikle bir komedi filmi için ferahlatıcı bir hava yakalaması ve hicvini sopalı-iğneli yapmak yerine bu komedi ögeleri etrafında döndürmesi filmin keyifli bir seyirlik olmasını sağlamış.

Genel görüşten baktığımızda aslında porno bağımlılığı haricinde toplum içerisinde "olması gereken" kabul edilecek bir karakter Jon. Kaçınılmaz baba-oğul itişmelerini bir kenara bırakırsak sorunsuz anlaştığı ailesi başta olmak üzere iyi insan ilişkileri, kendince kilisesine bağlılığı, sahip olduğu şeylere gösterdiği özen ve başkasının beceremeyeceğini düşündüğü kadar önemsediği ev temizliği yıllardır birçok yoldan olumlu olarak zihinlere nakledilmeye çalışılanlarla gayet uyumlu. Bu sebeple sadece toplumun aşk ve ilişkilere yaklaşımından ziyade genel olarak "kayıp yaşamlara" dair bir anlatı ve eleştirisi var Don Jon'ın. Film boyunca var olan tek repliğiyle, filmin en sonunda ulaştığı ufak mesaja gidişine kendi cümleleriyle etki eden Jon'un kardeşininse bir "yırtma noktası" oluyor bu durumda söz konusu kayıp yaşamlardan, en azından kıyısında bırakıyor onu sadece Gordon-Levitt.

Scarlett Johansson'ın, Gordon-Levitt'in kendisi için özel olarak yazdığı rolle bir kez daha sadece çok güzel bir kadın olmadığını gösterdiği Don Jon; reality şovlar ve reklam gerçekçiliğinde kaybolmuş Amerikan toplumu özelinde yerküredeki tüm kayıp vatandaşların dünyasına doğrudan ve hafif komedi soslu ama ufak bir bakış.

sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,

0 tepki:

Yorum Gönder


 
Sayfa Üst Görseli Marek Okon'un TOWERS OF GURBANIA isimli illüstrasyonudur.

Sinemaskot © 2008. Müşkülpesent # Umut Mert Gürses