13 Kasım 2013 Çarşamba

Lenny

Lenny, 1960'ların ünlü komedyeni Lenny Bruce'un biyografik filmi. Sözcüklere uygulanan baskıyla toplumun da baskı altına alınabildiğini düşünen ve daha önemlisi kendisi bunun üzerine giderken bu mevcudiyetin karşısında duramayan, bilakis sebebi olan toplumun da ikiyüzlü olduğunu gösteren bir komedyen. Bu yüzden "toplumun ahlak kurallarına aykırı olan" şeyler söylemekle suçlanıp onlarca kez sahnede tutuklanıyor ve yargılanıyor. Söyledikleri bugün herhangi bir Amerikan dizisinde rahatlıkla bahsini duyabileceğiniz şeyler, ama elbette kıyası Amerika içerisinde yaparsak böyle, yoksa buralar hala çok farklı değil. Fakat Lenny'nin en çarpıcı yani samimiyeti. Yani kastım, karşı karşıya olduğu bu davalardan sadece beraat etmek değil asıl derdi; istediği, anayasanın birinci ek maddesine -yani Birleşik Devletler'de konuşma ve düşünme özgürlüğünü koruyan ek madde- dayanarak beraat etmek. Çünkü kendisinin amacı gösterisini bel altına vurup insanlara ucuz eğlence sağlamak değil, o insanlara bunlara gülerken içinde bulundukları ikiyüzlülüğü göstermek. Bu açıdan daha da önemli, çünkü George Carlin veya Bill Hicks gibi komedyenler gösterilerinde aslında ciddi diye nitelendirilen konulara dair gayet önemli şeyler söylerken buna gülerek tepki veriyor olmamız garip değil, tersine çok doğal bir tepki. Çünkü çoğunlukla yeraltına süpürülen bir düşünce biçimini günlük yaşamımızın gerçekliğinde bulmanın sevinç ifadesi oluyor o, ve zaten hicvin doğasında da yok mu o yergiyi yerinde bulanların buna gülümseyerek katılmaya çalışışı; zira ancak sözler var biz sıradanlara. İşte Lenny bu açıdan daha önemli bir şey yapıyor bence, belki de o popülariteye ulaşana kadar karşılaştığı tepkileri unutamadığı için, seyircisini özel bir konuma koymuyor gösterisinde. Duruşmasının kayıtlarını onlara gösterisi boyunca okuyarak dertlerinin yalnızca bir soytarı bulmak olduğunu da gösteriyor. Yalnız bu zamanlarda yaşamanın bir getirisi olarak belki ama, konu hep aynı noktaya geliyor: her şey hep sonradan bir yerlere oturuyor.

Tiyatro oyunundan uyarlama olan Lenny, Bob Fosse'un bildik yerleşmiş tarzıyla film olarak daha çarpıcı bir yapıya bürünüyor. Lenny Bruce'un hikayesi zaten çok güçlü olduğu için filmin belgeselimsi yapısı sanki sahneyi ona bırakmak açısından yapılmış bir tercih gibi. Zaten bakınca da Fosse'un tozlu olsa da özenli tarzına rağmen hikaye ve Dustin Hoffman taşıyor filmi. Belki her şeyi onlara böyle bırakması da Fosse'un kendi başarısı olabilir, çünkü Lenny Bruce'un etkileyici hikayesi dışında film ziyadesiyle sıradan ve kaybolabilir durumda. Fakat Lenny her şeye rağmen, film olarak, anlaşılamayan bir adamın sancısı olmayı başarıyor. Belki sözcüklerle basit görünüyor fakat derdini anlatamıyor olmak sözlükten gelme birkaç sembolü birleştirerek anlatılacak şey değil, film belki de bu yüzden yer ediyor. Tüm bu sebeplerle, hikayesiyle kıyısından köşesinden bağ kuramayacak bir insanın kolay kolay yakınsayamayacağı bir film Lenny, ve zayıf noktası da bu bence. Fakat hiçbir şey ilgi çekmezse, gelmiş geçmiş en iyi aktörlerden birini izlemenin tadı var filmde, bu yüzden Lenny Bruce'un hikayesi haricinde bir de Dustin Hoffman taşıyor işte filmi.

sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,

0 tepki:

Yorum Gönder


 
Sayfa Üst Görseli Marek Okon'un TOWERS OF GURBANIA isimli illüstrasyonudur.

Sinemaskot © 2008. Müşkülpesent # Umut Mert Gürses