Suç kavramı fazlasıyla kaygan bir zemin, ve karar mekanizmalarıyla o soğuk metinlerinin adaletli olduğuna inanmak için sanırım ya saf olmak gerekiyor ya da hukuk öğrencisi. Arbitrage de hikayesini bu çürüklük etrafında dolandırarak çeşitli sorular sordurabilme potansiyeline sahip bir gerilim. Son dönemde parayla gücü konsantre eden kesime yönelik tepkilere paralel olarak artan finans dramalarından biriymiş gibi başlayan Arbitrage, ana karakteri Robert Miller'ı derinleştirme sürecinde hikayesini iki suç ekseninde anlatıyor; biri en basit ifadesiyle evrakta sahtecilik denilebilecek bir finansal suç, diğeriyse taksirle işlenen cinayet. Bu durumda ben Kant'ın ayak izlerinden giderek aslında ortada mevcut olan tek bir suçtan bahsedebileceğimiz yargısına varabilirim, hatta sonrasında da kendim ilerlersem hem ekonomik hem de politik açıdan muktedir olanların işlerine geldiği gibi çeşitli durumların
ciddiyetlerini ayarlamalarının bir parçası olarak suç kavramını da manipüle ettikleri noktasına kadar ulaşabilirim, hatta filmin mottosu da bu satırları,
güç en iyi bahanedir, suç mahalinde bile arkasına saklanabilirsiniz*, diyerek destekler ama sonra ben bu cümlenin zamanını toparlayamam.
Yönetmen ve senarist Nicholas Jarecki ilk filmi Arbitrage'de gerilimi film boyu taşıyarak -ve Richard Gere'in kendisine tam oturan ender rollerden birisinde olmasının da yadsınamaz yardımıyla- Robert Miller'ın çıkmazlarını başarılı biçimde yansıtıyor, ama daha önemlisi yarattığı özdeşleşme sayesinde de seyircisine direkt aktarması halinde geri tepebilecek olan bazı gerçekleri fısıldıyor.
Ayrıca Tim Roth'u izleme umutlarım 2012 yapımı diğer iki filmine kaldı, neyseki onlarda başrol oyuncusu kendileri.
sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,
*"power is the best alibi"
nasıl oldu da öyle çevirdim diye merak edilirse; "alibi" sözcüğü teklifsiz konuşmada direkt bahane olarak kullanılsa dahi, suçun gerçekleştiği anda başka bir yerde olunduğu iddası veya bu yöndeki kanıt anlamına geldiğinden ben direkt türkçe bir karşılık bulamadım ve dolayısıyla serbest çeviri yaptım, baya da serbest oldu gerçi.