21 Ekim 2015 Çarşamba

Inside Out


Animasyon filmler etrafında dönen heyecana herhangi bir zamanda pek dahil olamasam da sinemadaki komedi ihtiyacını bir süredir kendi içerisinde karşıladığını düşünüyorum. Tabii bunu söylerken çok sevdiğim ender animasyonlardan birinin Mary & Max diğerininse Wall-E olmasını "o ayrı bir mesele" ya diye geçiştirebilirim. Fakat Inside Out'ta bir kez daha gördüğüm şey Pixar için hep söylenen "herkes için film yapıyor" oldukları gerçeğinin kendinin göstermesi. Bu bir anlada olumlu elbette, sonuç olarak *aile filmi* denilen mevzunun sıkıcılığına önemli bir alternatif de olmuş oluyor bu özelliğiyle. Fakat diğer yandan aşırı kontrollü bir senaryoya sebep oluyor bu durum, yani senaryo masasının sarıp sarmalayan soğukluğu bir yana adeta geniş bir aile yemeğinde gün gibi ortada olan şeylerden bile "aman bir dargınlık olmasın" diye bahsetmekten kaçınılan bir ortamda öğütüyor senaryonun potansiyelini. 

Inside Out buna istisna olmadığı gibi aynı zamanda temel hikayesini adeta sündürülmüş vasat bir video oyunu gibi kuruyor. Bu vasatlığın iyi birkaç fikir etrafını sarmasıysa genel itibariyle Pixar filmlerine temkinli yaklaşma sebebim zaten. Fakat "türün" ve türdeki marka yaratıcısının bu olumsuz özelliklerini taşımakla beraber Inside Out'un eğlendirdiğini söylemeli. Ancak filmin bu eğlendirme işlevi ötesinde benim için daha öne çıkan önemi mutluluk hissi etrafında dönen büyük kutsayıcılığa katılmayışı. Her ne kadar bu anlatı içerisinde yeterince sağlıklı bir şekilde işlenemese de söz konusu yaklaşım, yine de Pixar etiketiyle beraber taşıdığı kısıtlılık gibi olumsuzluklara rağmen bu alana girebilmesi bile benim açımdan takdire değer. 

Sonuç itibariyle şu gerçek ki Inside Out, eğlenceli bir çerezlik. Bunun ötesinde söylenebilecek diğer şeyler yalnızca filmin türsel olarak içinde bulunduğu açmazlara dair olabilir fikrindeyim ve bu sebeple de bundan bahsederek başladım zaten. Filmin neşeli bir mısır eşliği olmasını da belirttikten sonra şöyle toparlamak en doğrusu sanırım: birkaç istisna hariç, birbirini takip eden Pixar filmlerinin özel hayran grubu haricinde bir çevrede yaşam süresinin çok kısa olmasına başka takılan yok mu ya gerçekten? 

Ha bir de eklemeden geçemeyeceğim: finaldeki kedi bölümü olmasa filme dair düşüncem, tüm o mutluluk mitine karşı duruşuna rağmen daha olumsuz olurdu. 

sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,

0 tepki:

Yorum Gönder


 
Sayfa Üst Görseli Marek Okon'un TOWERS OF GURBANIA isimli illüstrasyonudur.

Sinemaskot © 2008. Müşkülpesent # Umut Mert Gürses