6 Şubat 2009 Cuma

Slumdog Millionaire


Henüz şu anda 42 ödülü bulunan 10 dalda Oscar adayı olan, son dönemlerin en çok öne çıkan ve Oscar için en çok şans verilen filmlerden biri Slumdog Millionaire. Zamanında Türkiye'de de "Kim 500 Milyar İster?" ismiyle yayınlanan programın Hindistan'daki versiyonuna katılıp yarışmada beklenmedik bir başarı gösteren elemanın hile yaptığının düşünülmesi üzerinden gelişen bir film. Son zamanlarda birçok Hollywood filmiyle birlikte bu filmimiz de bize, Hollywood'un artık dünya üzerinde kendileri dışında da insanların, hikayelerin olduğunun yavaş yavaş farkına vardığını gösteriyor. Yani artık -direk olarak- savaşlarda savaşılan, şehirlerde çalan çırpan olarak yer almıyor diğer insanlar. Bence bu oldukça önemli bir gelişme. Bu sefer ise filmimiz Hindistan'da, yani, dünyanın küçülüp bir ülkeye sığdırılmış hali olan yerde geçiyor. Çok karışık ve çok renkli bir ülke. Renkli dememin sebebi çok farklı kesimin olması, eğlence anlamında renk değil yani:)

İnsan her ortamda bir şiddetle karşılaşıyor. Belki her yerde bu fiziksel anlamda olmuyor ama her ortamda, birçok çeşidi olan bu şiddet var ve haliyle, insanı oldukça etkiliyor; hareketlerini, söyleyeceklerini, dilini kısaca her şeyini. Yani bir etki - tepki durumu. Belki de insanı kontrol etmenin başka bir yöntemi olarak özellikle kullanılıyor bu, kim bilir?


hindistan'da 1 mayıs! türk polisinin "orantılı gücü" örnek alınmış kanımca :)

Hiçbir şey göründüğü gibi olmuyor bildiğimiz üzere fakat, özellikle, çok iyi görünen bir şeyin aslında iyilikle pek alakası olmuyor, aynı şekilde çok kötü görünen bir şeyin de kötülükle. Ve bu kötüyle iyininde, her şeyin olduğu gibi bir hikayesi, bir nedeni oluyor. Filmin bütününde aktarılanların en önemlilerinden biri bu belki de.

Birçok filmde rastladığımız gibi bu filmde de, gücü ele geçirenin kendini kaybedişi görülüyor. Galiba gücün gelmesiyle, bazı şeylerin gitmesi gerekiyor. Nitekim öylede oluyor; gücü eline geçiren kendini kaybediyor.


the world is yours'un hintçesi nasıl söyleniyordu be abi, tony montana ölmedi be abi!

Marc Forster'ın yine bir kitap uyarlaması olan 2007 tarihli filmi The Kite Runner da Afganistan hikayeli bir film. Slumdog Millionaire ile yapılış amacı vs. olarak tam olarak benzeşmese de o da Afganistan'a dair birçok özellik gösteriyor. Ama aradaki fark Kite Runner, gerçekleri olabildiğince açık bir şekilde gösteriyor. Slumdog Millionaire'in böyle bir amacı var mı yok mu bilemiyorum fakat bir işe kalkışıyorlar, ve böyle bir amaçları olmasa bile gerçekleri gözardı etmemeleri gerekiyor. Elbet Hindistan'da olan birçok kötülüğünde o bölgenin insanlarının özelliklerinin çok büyük bir etkisi var ama diğer etkenlerde yok mu? O insanların içlerindeki olumsuz özellikleri açığa çıkaran etkenler niye gösterilmiyor? Ve de üstelik sadece gözardı edilse, olayların o yönüne değinilmese herhangi bir kötülük olmayacak burda, fakat, Jamal'in arkadaşlarıyla ortaklaşa iş yaparak turist bir çifti kandırıp arabalarını bir nevi yağmaladığı sahnede, turist çiftin Jamal'i korumak istemesi normal ama oradaki diyalog filmin genelindeki amaçlardan birinide ortaya koyuyor ve açıkçası bana, "şimdi ne gerek vardı buna!" dedirtiyor;

Polisin, Jamal'in ne yaptığını anlayıp, onu dövmeye başlaması üzerine;

- Gerçek Hindistan'ı mı görmek istiyordunuz? Alın işte! **Jamal, turistlere söylüyor ve bunun üzerine turistler Jamal'e parasını verip,

- Sen de biraz gerçek Amerika gör evlat, diyor.


Oscar için bu film bu kadar ön plana çıkıyorsa, irçok farklı yerde birçok ödülü silip süpürüyorsa, bunun iki nedeni olabilir; ya benim savunduğum gibi bu ödüllerin aslında çok büyük bir önemi yoktur, bunlar sadece birer şovdur, ya da diğer aday filmler vasatın altındadır. Ben fikrimde ısrarcı olsamda zamanla gerçeği de göreceğiz umarım.


şok şok şok! palyaço istismarı 10 yaşın altına düştü!

Son olarak, farklı bir çıkış noktasıyla hoş bir hikaye fakat genel yapı itibariyle klasik, sıradan bir Hollywood filmi olma özelliğini taşıyan filmimiz söylendiği kadar önemli bir film olmayan, gereğinden fazla şişirilen bir film fikrimce. Eğer söylenenler üzerine büyük beklentilerle izlenirse hayal kırıklığı yaratabilir.

3 tepki:

Karalahana dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Karalahana dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Karalahana dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

Yorum Gönder


 
Sayfa Üst Görseli Marek Okon'un TOWERS OF GURBANIA isimli illüstrasyonudur.

Sinemaskot © 2008. Müşkülpesent # Umut Mert Gürses