27 Ağustos 2010 Cuma

Noviembre



Marx'ın çok ünlü bir sözü vardır; Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir. ("Çeşitli biçimlerde yorumlama" haricinde "anlamaya çalışmışlardır" şeklinde de Türkçe çevirileri mevcuttur.) Üzerine çok uzun zaman düşündüğüm bir cümle kendisi. Fakat her zaman takıldığım ve tüm meselenin temelini oluşturan bir nokta: peki ama nasıl? Nasılını düşünürken Sonucunu görünce bırakmıştım; Ortaçgil seslendirdi zaten; "Bu İş Zor Yonca"


"Dünyayı değiştirmek istemiştik, perişanca yenildik. Şimdi, dünyanın beni değiştirmesini engellemeye çalışıyorum."


Bireysel azınlık olmak ve ideallerimizi sadece kendi yaşamımız için oluşturup izlemek, kendimize ve ideallerimize karşı bir ihanet değildir. Aksine, tüm güzellikleri korumak, savunmaktır. İnsanlığın en büyük erdemidir.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

La finestra di fronte


Filmi izlerken kavramlar ve gerçeklikle boğuştum, duraksamadan. Bunları herkesin anlayabileceği bir şekilde sembollemek, bazen, artık benim anlayamama neden olabiliyor. Çünkü bazen düşünceler ve hisler duyumsadığım o kokuyla özdeşleşiyor. Size sorabilirim elbet, siz de bir koku alıyor musunuz, diye; fakat nereden bilebilirimki neyi kokladığınızı.



















tüm hisler ve düşüncelerin birbirine karıştığı bir habitatta;

sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla;


 
Sayfa Üst Görseli Marek Okon'un TOWERS OF GURBANIA isimli illüstrasyonudur.

Sinemaskot © 2008. Müşkülpesent # Umut Mert Gürses