Tek mekanda geçen diyaloga dayalı gerçek zamanlı filmler, birkaç kelime bileşeniyle kategorize edilebilecek filmler arasında en sevdiğim türde olanlardır. Elbette zaman zaman zorlama gözüken performansları ve diyalogları olsa da genel ilerleyiş çizgisinin insan iletişimi aracılığıyla ortaya koyduğu fikirlere giden yolda bu bence kabul edilebilir
Roman Polanski'nin anlamlandırmadığım kadar yüksek yapım masrafları olan filmi Carnage, Yasmina Reza'nın Tony ödüllü oyunundan uyarlama. Film, çocukları kavga eden iki ailenin bu sorunu fiziksel müdahaleye maruz kalmış tarafın evinde görüşmesi etrafında ilerliyor. Etrafında, çünkü anlık olarak hoşa gitmeyen bir cümle veya tavrı bir süreliğine dünyalarının merkezine oturtan insanların bu soruna ne kadar ilgili görünmelerine rağmen onu nasıl bir kenara bırakabileceği ve işleri garip benlik duygularıyla ne kadar çıkmaza sokabileceklerine odaklanmış bir film Carnage. Çoğu çekimde konuşmakta olan karakter kameranın tam odağında yakalanmış olsa da tabi bu, az önceki değerlendirmenin sadece bu dört karakter için olduğunu anlamına gelmiyor. Yani bir nevi, isteklerine uygunlukla gerçeklik arasındaki farkı ayırt etmekte zorlandıkça öfkeye kapılan insanlığın iletişim problemi de masada filmde, kişisel farklılıkları tolere etmede yaşanılan zorluk da ve yazı boyunca kullandığım sorun/problem vb. sözcüklerle dalga geçercesine insanların aslolanı gözden kaçırarak sorun yaratabilme potansiyeli de.
Filmin geçiyor olduğu yer Brooklyn, New York olsa da Polanski'nin hukuki çıkmazları ve kaçak statüsü sebebiyle film Paris'te Dean Tavoularis'in tasarladığı bir stüdyoda çekilmiş. Neyse ki bu, filmin de olmadığı bir yerde olmadığı bir şeymiş gibi gözükmeye çalışmasına sebebiyet vermemiş: Carnage, dört önemli oyuncusunun da kendilerinden bekleneni yerine getirdiği, fazla bir şey sunmaya heveslenmeyen, kendini bilen, sakin ve derli toplu bir film olmuş.
sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,
0 tepki:
Yorum Gönder