11 Mart 2012 Pazar
About Schmidt
Tamamlanmışlık sonrasındaki rahatsızlığa benzer hisler içeriyor Alexander Payne'in filmleri benim için. Her zaman çok çeşitli örnekleri var tabi durumun. Üzerine hayal kurup istediği oyuncağa kavuşan henüz okula bile başlamamış çocuğun, çok kısa bir an süren o oyuncağa sahip olma sevincinin ardından gelen isteksizlik ve pişmanlıkla karışık hisler mesela, ne kadar farklıymış gibi gözükse de ilk anda, her şeye henüz başlamış bir insana kıyasla her şeyini bitirmiş hisseden birisinin hisleri arasında inanılmaz bir farklılık yok birisi sırf sona yaklaşmış ve ölümüne kalan günlerin hesabını yapıyor diye. Bir görüş bu, yani bir bakış. Kimisi için her zaman belli oluyor neler olacağı, daha uzağı görmeye çalışıyor ve öyle ilerliyor; kimisi ise soluyor sadece, gittikçe.
Schmidt'in mektup yazdığı Ndugu'nun "biz"(kendimiz) olduğumuzu(olduğunu) farkediyoruz film ilerledikçe, kimimiz daha rahatlamış hissederken kimimiz daha da tasalanıyor ve en sonunda yaşamı için "sıradan" sözcüğünü kullanmanın bile sıradan olduğunu farkeden Schmidt'i biz var ediyoruz kendi mevhum dünyamızda. Sadece oyuncu seçimi konusunda hiçbir kuşkuya kapılmadan kendisiyle övünebileceğini söyleyen, filmin senaristlerinden biri ve yönetmen Alexander Payne, bir kez daha, övünebileceği şeylerin çok daha fazla olduğunu gösteriyor.
sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,
Etiketler:
Filmlere Yamuk Bakış
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 tepki:
Yorum Gönder