5 Kasım 2012 Pazartesi
Ruby Sparks
Ruby Sparks ve sinemasal gerçeklik kayda değer bir başlık olurdu aslında. Ama benim için sinemasal gerçeklik, filmden sonra salondan çıkmaya veya kararan media playerı kapatmaya ısrarla direnmemden başka bir şey değil, dolayısıyla onla alakalı bildiğim ve söyleyebileceğim bir şey de yok. Her şey fazlasıyla kişisel yani, hatta bazen kendimin dahi tahammül edemediği kadar. Mesela hatırlıyorum, belki de ilk defa bir ağacın altına oturup kitap okuduğumda James Joyce'in Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi'nden nasıl sıkılıp da kitabı bir kenara bırakıp orada uyuduğumu. İşte hepsi Ruby'nin söylediklerine bağlı kafamda: "Önceki hayatlarımızda tanışıyor olabiliriz. Ya da geçen günlerde kafenin birinde karşılaşmışızdır."
Gerçekle oynayan anlatısında ancak sinemaya yakışacak olan bir çekicilik var Ruby Sparks'ın. Hakkında söylenen sayısız şeyle anlamsızlaşan o şeylerden biri üzerine nadir ama iddiasız bir film olması belki de bunun sebebi, ya da oyuncularıyla pekişen sevimliliğinin samimi bir rahatlamayı çağrıştırması. Fakat anladınız mı yerine hissedebildiniz mi diye sormak gibi, sonuyla değerlenen belirsizliği belki de asıl etkileyici yönü.
iki poster de fan-yapımı alternatif posterlerdir. filmin orijinal posteri pek bir dandik.
sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,
Etiketler:
Filmlere Yamuk Bakış
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 tepki:
Yorum Gönder