"Sanat, entelektüelin Katolisizmi gibidir; bir ahiret vaat eder, ama tabii sahtedir; yapıyorsundur, çünkü sen yapmak istiyorsundur, o kadar."(Woody Allen'ın beraber olduğu Mia Farrow'un evlatlık kızına aşık olduğunu Farrow'un farketmesi ve ayrılmaları sonrası Allen, Bullets Over Broadway'i beraber yazdıkları Douglas McGrath'e söylüyor) "Bir filmi değerli kılan tek şey, kafayı dağıtması. İkinci sahneyi düşünmekle o kadar meşgul oluyorum ki hayatın berbat kaygılarını düşünmem gerekmiyor."(filmleri için) "Düşündüğümü zannettiğim büyük başyapıtlardan o kadar uzaklar ki."*
Evet, O, filmlerini hep aşırı bir alçakgönüllülükle değerlendiriyor ve yapmayı çok sevmediği o söyleşilerin neredeyse her birisinde hiçbir filminin Ingmar Bergman'ın Smultronstället (Wild Strawberries, Yaban Çilekleri)'i gibi olmadığını ve olamayacağını söylüyor. Benim gibi bir sinemaseverin görüşleri ne kadar önemlidir bilemiyorum fakat bana sorarsanız Woody Allen da Bergman gibi sinema tarihinde çok özel yeri olan bir yönetmen. Ve tabi aynı zamanda yazarlığı fazlasıyla ağır basan bir oyuncu. Filmografisi içinde birbirine benzeyen filmlere rastlansa ve hatta zaman zaman bunu abartıp hep aynı filmi çektiğini söyleyenler bile çıksa da şu an 76 yaşında olan ve neredeyse her sene bir film çekme üretkenliğinde olan birisi için bunun lafı bile edilmez bence.
Geçtiğimiz günlerde izlediğim 1980 yapımı Stardust Memories filminden sonra filmleri yetmez Woody'yle ilgili bir şeyler koymalıyım bloga diye düşünmüştüm, zira o güzel filmlerinin de üzerinde bence Woody Allen. Yaşadığımız zamanların gerçek bir düşünürü olarak gördüm çünkü ben kendisini, bir zamanlarki dünyanın düşünürlerinin ilgi alanlarının, odaklar neredeyse sabit kalacak biçimde zamanla beraber nasıl değiştiğinin, nelere meylettiğinin ve günümüzün mümkünlüğünün göstergesi olan bir düşünür.
sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,
*woody allen, robert e. kapsis - kathie coblentz, agora kitaplığı, birinci basım, aralık 2011, istanbul. çevirmen, ebru kılıç.
0 tepki:
Yorum Gönder