8 Mayıs 2013 Çarşamba

Au revoir les enfants


İkinci Dünya Savaşı konulu dönem yapımları değil, İkinci Dünya Savaşı dönem yapımı bıktırdı bir süre sonra herkesi. Savaşa nereden bakarsa baksın 3-5 kelimeyi ancak birkaç kere evirip çevirip farklı olarak sunabilirsiniz çünkü, biz onlarcasını gördük. Oysa görünen ve gerçek sebepler ve bağlantılı siyasi ve askeri sonuçları kötü tarih derslerine bırakırsak; yaşamın özüne ulaşmak için en elverişli zamanlar sanırım savaşlar. Louis Malle'in de her zamanki gibi o özgün bakışı belirginleşiyor işte bu yüzden, ve belki bu filmdeki otobiyografik ögeler gösteriyor Malle'in izlenen her filminin nasıl o yaşamın özünden bir parçayı sunduğunu. Çünkü Au revoir les enfants sadece bir savaş filmi değil, savaşı yaşamın içinde konumlandıran bir film. İki çocuk için farklı anlamlara gelen savaşın kendisi kadar, yatılı bir katolik okulunda eğitime devam edilirken savaşın nasıl geçiyor olduğu da önemli orada, hâlbuki bugün İkinci Dünya Savaşı döneminde geçen diye anılıyor orada olan her şey. Sahi, dünyadaki savaşlar hep birinci ve ikinciler miydi, yoksa ne zaman ve nasıl öyle oldular?

İnsanlığın kaçmak için yaşadığı bir dönemde Nazi Almanyası insan avındaydı, ve bir katolik okulunda bizim sonraları daha yakından izleyeceğimiz iki çocuk vardı, sonrasında olan her şey Malle ile beraber oradaki insanların marifeti. Ama farkında mısın, bir daha 17 Ocak 1944 olmayacak, hem de hiçbir zaman. 

sevgi, saygı ve o tarz bilumum duygularla:;,

0 tepki:

Yorum Gönder


 
Sayfa Üst Görseli Marek Okon'un TOWERS OF GURBANIA isimli illüstrasyonudur.

Sinemaskot © 2008. Müşkülpesent # Umut Mert Gürses